Cevdet Yılmaz: Jeopolitik Sorunların Çözümü Ticarete ve Ekonomiye Yansır
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Ukrayna ve Rusya çatışması için barışçıl bir çözüm bulunabilirse Gazze'deki felakete bir çözüm bulunabilirse Afrika'da istikrar sağlanabilirse bu tarz çeşitli bölgelerdeki bu jeopolitik sorunlar çözülebilirse bunun ticarete ve ekonomiye yansımalarının da olacağı aşikar." dedi.
Cevdet Yılmaz, Antalya Diplomasi Forumu'nda "Uluslararası Ticaret, Bağlantısallık ve Karşılıklı Bağımlılık" başlıklı yuvarlak masa toplantısına katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, küresel ticaretin yavaşladığını belirterek, pandemi ve jeopolitik gerilimlerin bunda rol aldığını, dünya genelinde ise refahın olumsuz etkilendiğini söyledi.
İkinci dünya savaşından sonra dünyada yeni gelişmelerin ortaya çıktığını, küresel yapıların değiştiğini, üretimin batıdan doğuya kaymaya başladığını ifade eden Yılmaz, uluslararası kurumların yeni gerçeklere göre kendini güncelleyemediğini, dünyanın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi beş üyesinden, ekonomik olarak da ise yediden büyük olduğunu kaydetti.
Yılmaz, bu sorunların ikili ve bölgesel işbirlikleriyle ele alınabileceğini dile getirerek, "İnsanlık olarak her zaman elimize fırsatlar geçiyor, bu sorunları çözme anlamında. O yüzden de olumsuz bakmamak, kötümser olmamak gerekiyor. Geleceğe bakmamız ve bu sorunları ele almaya yönelik yenilikçi yöntemlerin peşinden koşmamız gerekiyor. Bu yüzden de ikili ve bölgesel ilişkilerin bu anlamda önemli bir gündem maddesi olacağını düşünüyorum. Türkiye olarak da bizler komşuluk ilişkilerimizi geliştirmeyi bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Bu bağlantısallığı artırmak adına fiziksel altyapının güçlendirilmesinin yanı sıra aynı zamanda düzenlemelerin de basitleştirilmesi, kolaylaştırılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Yasamaya yönelik düzenlemelerin de daha basit hale getirilmesi gerekiyor ki böylelikle ikili ve bölgesel işbirliği potansiyelini değerlendirebiliriz. Bu ikili ve bölgesel işbirliklerinin, yeni bir küresel ortamın peşinde koşmamızı da engellememesi gerekiyor. Dünyanın bağlantısallığının arttığı bir dönemdeyiz. O yüzden de bu ikili ve bölgesel işbirlikleri devam ederken yeni bir küresel ortamın, yeni bir küresel çerçevenin oluşturulması için de çalışmaya devam etmek durumundayız. Burada daha dengeli, daha adil bir ortam yaratılması için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Çünkü küresel sorunların içerisinde iklim değişikliğinin de bulunduğu pek çok sorunla karşı karşıyayız."
"Diplomasi ekonomi için de çok önemli"
Yılmaz, ülke içinde politik istikrar ve inanılırlık olmadan ulusal, bölgesel ve küresel anlamda başarılı olunamayacağını vurgulayarak, Türkiye son 20 yılda ortalama yüzde 5,4 büyürken, dünya ekonomisinin yüzde 3,6 büyüdüğünü, bunun siyasi istikrar, öngörülebilir politikalar, yurt içindeki güvenlik ve emniyet sayesinde başarıldığını kaydetti.
Enflasyonla mücadele politikalarının, sadece ekonomik öngörülebilirlik anlamında değil kalıcı ve sürdürülebilir bir sosyal refah için de önemli olduğuna işaret eden Yılmaz, uygun politikalarla hem enflasyonla mücadele edilip hem de kalıcı büyümenin sağlanabileceğini ifade etti.
Yılmaz, bunun için politik ekonomi görüşünün olmasını gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü politika ekonomi ve ticareti etkiliyor. Ticaret ve ekonomi de siyaseti etkiliyor. Dolayısıyla bu ikisi arasında sürekli bir etkileşim var. Ukrayna ve Rusya çatışması için barışçıl bir çözüm bulunabilirse Gazze'deki felakete bir çözüm bulunabilirse Afrika'da istikrar sağlanabilirse bu tarz çeşitli bölgelerdeki bu jeopolitik sorunlar çözülebilirse bunun ticarete ve ekonomiye yansımalarının da olacağı aşikar. Tabii bu arada diplomasiye ihtiyacımız var, savaşa değil. Çünkü savaş hiç kimseye bir şey kazandırmaz ama barış herkese kazandırır. O yüzden biz bunu Kafkasya'da da görmek istiyoruz. Afrika'da da Orta Doğu'da da dünyanın her yerinde görmek istiyoruz. Hem insani nedenlerden ötürü hem de ekonomik büyüme ve bütün dünyanın refahı için. Dolayısıyla diplomasi sadece siyaset için değil aynı zamanda ekonomi için de çok önemli. Bu çünkü ikili bir etkileşim."
Türkiye ile ABD ve Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde fırsatlar bulunduğuna dikkati çeken Yılmaz, Türkiye'nin Gümrük Birliği üyesi olduğunu, ama çok ciddi vize problemleri yaşadığını vurgulayarak, "Eğer ticareti ve ekonomiyi desteklemek istiyorsak insanların hayatını kolaylaştırmamız gerekiyor. Özellikle iş insanlarının, öğrencilerin, kültür sanat sektörlerindeki kişilerin." şeklinde konuştu.
Yılmaz, Gümrük Birliği anlaşmasının da yenilenmesi gerektiğine dikkati çekerek, bunun yenilenmesi durumda AB'nin geleceğine ve Türkiye-AB ilişkilerine fayda sağlayacağını dile getirdi.
Dünyadaki teknolojik gelişmelerin çok hızlı yaşandığını aktaran Yılmaz, artık sadece ürünlerin değil, hizmetlerin ve soyut varlıkların ticaretinin de söz konusu olduğunu, birbirlerinden çok uzakta olan ülkelerin, dijital altyapılarla aralarındaki ticareti geliştirebildiğini, bunu destekleyecek bir takım akıllı kanunların yapılması gerektiğini kaydetti.